‘Şifa dağıtmayan bir sağlık sistemi var’ diyen hekimler Ankara’ya yürüyor

Türk Tabipleri Birliği (TTB) üyesi hekimler, yaşadıkları sorunları ve taleplerini duyurmak için “Emek bizim söz bizim” sloganıyla Kadıköy’den Ankara’ya doğru ‘Beyaz Yürüyüş’e başladı. Büyük bir yükün altında ezildiklerini söyleyen hekimler, pandemi sonrası ek ödemeden faydalanamamaları, 5 dakika olan muayene süresi, sağlıkta şiddet, performans sistemi gibi konulara ilişkin taleplerinin duyulmasını istiyor.

ODALARIN HAVALANDIRILMASI MESELESİ DİKKATE ALINMIYOR

Üzerlerinde büyük bir yük olduğunu söyleyen İstanbul Tabip Odası Yönetim Kurulu Üyesi Doktor Murat Ekmez, şunları söyledi:

– Çökmüş bir sağlık sistemi var. Piyasalaşmış, kamu hastane ağının giderek daraldığı, fakat yükün özellikle pandemi ile birlikte daha çok sağlık emekçilerinin üzerine bindiği bir sağlık sistemi var. Birçok konuda taleplerimiz var. Öncelikle özlük haklarımızla ilgili taleplerimiz var, giderek yoksullaşıyor sağlık emekçileri, hekimler. Şifa dağıtmayan bir sağlık sistemi var. 5 dakikada bir muayene dayatmaları söz konusu. Pandemide hasta giriş çıkışlarının, odaların havalandırılması meselesinin de dikkate alınmıyor olması çok büyük bir sıkıntı.

İstanbul Tabip Odası Yönetim Kurulu Üyesi Doktor Murat Ekmez

BİRÇOK MESLEKTAŞIMIZ ÜLKEYİ TERK EDİYOR

– Pandemi döneminde zaten rutin sağlık hizmetlerinin üzerine bir de pandemi yükü bindi. Sağlık Bakanlığı, kamu gelirinin büyük bir kısmı özel hastanelere giderken, kamu hastanelerindeki yükü dağıtıyor. İstanbul örneğinde konuşursak, birçok yeni kamu hastanesi açıldı. Fakat yoğun bir istihdam söz konusu değil. Yoksullaşma sağlık emekçilerine de ciddi anlamda yansımış durumda.

– Birçok meslektaşımız ülkeyi terk ediyor. Birçok insan emekli oldu, istifa etti bu dönemde. Artık sürdürülebilir bir durum değil. Bize bu kadar yük bindirenler, sağlık alanıyla ilgili hiçbir kuralı gözetmiyorlar. Tamamen piyasanın ihtiyaçlarına göre bir sağlık sistemi yürütülüyor. Bu sistemin yükünün altında ezilmek istemediğimizin mesajını vermeye çalışıyoruz.

 5 DAKİKALIK MUAYENE SÜRESİ YETERLİ DEĞİL

5 dakikalık muayene süresinin yeterli olmadığını ve hastalarla yeterince ilgilenemediklerini anlatan bir kamu hastanesinde çalışan bir çocuk hastalıkları uzmanı ise şöyle konuştu:

– Özellikle 5 dakikada bir hasta muayenesi hem hastalar için hem de bizim için sıkıntılı. Bu sistemle doktor ile hastayı karşı karşıya getiriyorlar. Diğer özlük haklarımızın durumu ile ilgili, ek ödeme sisteminin yanlış olduğunu düşünüyorum. Özlük haklarımızın sağlanmaması için ‘Beyaz Yürüyüş’e destek veriyoruz.

– Hastayı içeri aldığımızda, hastaya ‘şikayetini çabuk söyle, 5 dakikan var’ demek zorunda kalıyoruz. 5 dakikada hastanın şikayetini söylemesi, sıkıntısını anlatması 5 dakikayı geçiyor. O nedenle hem muayenemiz sağlıklı olmuyor, hem de hastaya yeterince zaman ayıramıyoruz. Hem de hastalığı net ortaya çıkmadığı için bazı sağlık sorunlarına neden olabiliyor.

Manisa Tabip Odası Başkanı Doktor Şahut Duran

SAĞLIKTA CİDDİ ANLAMDA YIKIM VAR

Manisa Tabip Odası Başkanı Doktor Şahut Duran ise taleplerini Ankara’ya ulaştıracaklarını belirterek şunları söyledi:

– Uzun yıllardır sağlıkta yıkımın mücadelesini verdiğimiz bu sürecin artık son noktasındayız. Yaklaşık bir aydır taleplerimizi dile getirmeye çalışıyoruz. Sağlıkta ciddi anlamda bir yıkım var. Başından beri 5 dakikaya indirilen bir randevu sistemi, performans sisteminin adaletsiz dağıtılması, son dönemde özellikle pandemiden sonra hekimlerin ek ödemeden faydalanamaması, sağlıkta şiddet konularını dile getirmeye çalıştık. Karanlığa karşı önlüğümüzün beyazını koyarak temiz bir sağlık sistemi ve adaletli, herkese eşit bir şekilde bir sağlık sisteminin gerçekleşmesi için taleplerimizi Ankara’ya ulaştıracağız.

HEKİMLİĞİN ESKİ SAYGINLIĞINA KAVUŞTURULMASI LAZIM

Tıp fakültesinde öğrenci olan torunu ile eyleme katılan Doktor Erdinç Köksal mesleğin eski saygınlığına kavuşturulması gerektiğini belirterek, sağlıkçılara yönelik şiddete de vurgu yaptı:

– Hekimliğin halkımız tarafından çok saygın olarak görüldüğü dönemde hekimlik yaptım. Bir hekimin yanına girerken bile önünü iliklerdi insanlar, öyle saygı duyarlardı. Sırtına aldığı 70 yaşındaki annesini doktora götürürken, ‘Evvel Allah’a sonra sana teslim ediyorum’ derdi. Biz bu şekilde büyüdük, hocalarımız da bizi bu şekilde yetiştirdi. Son bir hafta içinde dahi, saçından tutup çekilen, yerlerde sürüklenen, tekmelenen, bıçaklanan, öldürülen doktorlar var. Hayretler içinde kalıyorum. Nasıl buna sessiz kalıyor yönetim.

– Hekimliğin eski konumuna ve eski saygınlığına kavuşturulması lazım. Bizler cephede çalışan askerler gibiyiz. Şu anda 500’e yakın sağlık mensubu corona virüs nedeniyle hayatını kaybetti. Maalesef ne meslek hastalığı ne de iş kazası sayılıyor. Geçtiğimiz yıl balkonlara çıkıp doktorlar alkışlanmıştı. Ne oldu o? Orada kaldı. Bugün çalışan hekimlerimiz pandemi dolayısıyla yaptıkları fazla mesailerin ücretini alamıyor, nöbetten çıkıp yine çalışmak zorunda kalıyor. Umutlu olmak istiyoruz. Hekimin hasta geldiği zaman önce hastayı detaylı dinlemesi lazım. Sonra muayene edecek, reçete yazacak. 5 dakikaya sığar mı?

ŞİDDET GÖRMEK İSTEMİYORUM

Doktor olan dedesi ile eyleme katılan tıp fakültesi 1’inci sınıf öğrencisi Zeynep Almila Köksal da mesleğin geleceğine ilişkin kaygıları olduğunu ifade ederek, “Bu mesleği canı gönülden, çok isteyerek tercih ettim. Çok iyi bir gelecek hayal ediyordum. Ama son zamanlarda doktorlar şiddet görüyor ve yeterince korunamıyorlar. Ülkemi çok seviyorum ve ülkemde kalmak istiyorum. Ülkemin de beni korumasını istiyorum, şiddet görmek istemiyorum” dedi.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir