Almanya Başbakanı, gelecek yıldan itibaren gayri safi yurt içi hasılanın (GSYH) yüzde 2’sini savunmaya ayırmaya başlayacaklarını aktardı.
Vilnius’ta temmuzda NATO Zirvesi’nin düzenleneceğini anımsatan Scholz, “Bu tepe, transatlantik işbirliğine ve güvenliğimizi birlikte savunma kararlılığına ait güçlü bir sinyal gönderecek.” dedi.
Scholz, tepede bir dizi kararların alınacağına işaret ederek, bunların ortasında su altı altyapısının güvenliğinin daha düzgün korunmasının da bulunduğunu lisana getirdi.
Finlandiya’nın yanında İsveç’in de dorukta yeni bir müttefik olarak masada oturması gerektiğine inandığını belirten Scholz, “Yeniden seçilen Türkiye Cumhurbaşkanı (Recep Tayyip) Erdoğan’a geçen yıl Madrid’de daima birlikte karar verdiğimiz üzere, bunun önünü açması için davette bulunuyorum.” tabirini kullandı.
Scholz, NATO ve Ukrayna ortasında gelecekteki alakanın nasıl olacağının kıymetine işaret etti.
Ukrayna hükümetinin de Rusya’nın Ukrayna’ya karşı savaşı sürdürürken ülkenin NATO’ya katılmasının kelam konusu olmadığını tespit ettiğini belirten Scholz, bundan ötürü Vilnius’ta Ukrayna’nın savaş kabiliyetini güçlendirilmesi üzere önceliklere konsantre olunması gerektiğini savunacağını lisana getirdi.
Scholz, partnerlerle Ukrayna’ya tesirli ve uzun vadeli güvenlik garantileri verilmesi konusunda çalıştıkları bilgisini paylaşarak, “Burada iki istikametli gayemiz var. Çağdaş batı silahları da dahil olmak üzere Ukrayna’ya kalıcı askeri dayanak sağlamak, tıpkı vakitte Rus saldırganlığına karşı savunma gayretinde Ukrayna’nın ekonomik dayanıklılığını güçlendirmek.” diye konuştu.
Ukrayna’yı gerektiği sürece destekleyeceklerini vurgulayan Scholz, Almanya’nın Ukrayna’ya savaşın başlamasından bu yana 16,8 milyar avroluk yardımda bulunduğunu aktardı.
Başbakan Scholz, Japonya’da düzenlenen G7 Zirvesi’nde, Çin ile yapan bağların istendiğinin ve bu ülkenin ekonomik kalkınmasını engellenmeyeceğinin söz edildiğini anımsatarak, Çin’in global besin güvenliği, fakirlikle çaba, borçlu ülkelere yardım, geleceğin teknolojilerine yatırım ve iklimin korunması üzere mevzularda değerli rol oynadığını söyledi.
Scholz, “Aynı vakitte Çin’den açık bir biçimde memleketler arası kurallara uymasını istedik. Hiçbir ülke, bir başkasının art bahçesi değildir. Bu, Avrupa’da ve tüm dünyada geçerli.” dedi.
Güney Çin Denizi’nde mevcut durumu güç yahut zorlama yoluyla değiştirmeye yönelik tek taraflı tüm teşebbüsleri kesin biçimde reddettiklerinin altını çizen Scholz, bunun bilhassa Tayvan için geçerli olduğunu kaydetti.
Scholz, Çin’den Rusya üzerindeki tesirini kullanmasını istediğini aktardı.
Rusya’nın Ukrayna’dan askerlerini çekmesi gerektiğini belirten Scholz, “Sadece çatışmayı dondurmak barışı getirmez. Barış lakin toprak bütünlüğüne ve Birleşmiş Milletler Mukavelesi’nin unsurlarına hürmet duyulursa tam manasıyla adil ve kalıcı olur.” değerlendirmesinde bulundu.
Almanya Başbakanı, Avrupa Birliği’ni (AB) bölen ve zayıflatan mevzuların çözülmesi gerektiğine dikkati çekerek, son yıllarda Birliği bölen mevzulardan birinin “göç” konusu olduğunu lisana getirdi.
Scholz, 8 Haziran’da AB içişleri bakanlarının iltica sisteminin ıslahatı konusunda uzlaşma sağladığını anımsatarak, “Bu, farklılıkları ve tartışmalı mevzuların üstesinden gelinebileceğini gösterdiği için tarihi bir uzlaşmadır.” tabirini kullandı.
Şengen ülkeleriyle çevrili Almanya’ya daha evvel öbür yerde kayıt altına alınmayan çok sayıda göçmenin ulaştığını anlatan Scholz, mevcut sistemin işlemediğini söz etti.
Uzlaşmaya varılan yeni ve daha adil bir sistemle Almanya’nın yükününün hafifleyeceğini tabir eden Scholz, gelecek hafta düzenlenecek AB Başkanlar Zirvesi’nde uzlaşmayı savunacağını ve sistemin daha da güzelleştirilmesini talep edeceğini kaydetti.