Geçtiğimiz yıl MHP Genel Lideri Devlet Bahçeli’nin partisinin 100 unsurluk yeni anayasa taslağını programına taşıyan Habertürk TV sunucusu Ebru Baki, MHP’nin maksadı olmuş; MHP’li İzzet Ulvi Yönter de Baki’ye “Kudurdunuz mu?” çıkışında bulunmuştu.
Yönter ve Baki ortasındaki polemiğe dahil olan Bülent Aydemir, hem Yönter’e hem de MHP önderi Bahçeli’ye ‘Özür dile’ davetinde bulunurken yaşanan bu tansiyon sonrası Habertürk ile yolları ayrılmıştı.
1-Habertürk yönetiminin, uzunca bir süredir doğrudan partimiz aleyhinde tavır içine girdiği ve şiddeti adım adım artan bir tonla MHP muarızlığını sahnelediği gözlerden kaçmamaktadır.
— E. Semih Yalçın (@E_SemihYalcin) August 3, 2022
MHP İLE HABERTÜRK ORTASINDA YENİ KRİZ
MHP’nin amacına oturan Bülent Aydemir geçtiğimiz günlerde Habertürk’e geri dönerken, parti ile kanal ortasında yeni bir kriz patlak verdi. MHP Genel Lider Yardımcısı Semih Yalçın, son devirde yayınlarının Millet İttifakı zıddı olduğu gerekçesiyle Habertürk TV’yi amaç aldı.
Yalçın, Habertürk’ün sahibi Turgay Ciner’in MHP’ye hasımlığı nedeniyle kanalın MHP aykırısı yayınlar yaptığını öne sürerek, “Ciner, neyine ve kimlere güvenmektedir?” diye sordu.
Yalçın’ın paylaşımları şöyle:
“Habertürk idaresinin, uzunca bir müddettir direkt partimiz aleyhinde hal içine girdiği ve şiddeti adım adım artan bir tonla MHP muarızlığını sahnelediği gözlerden kaçmamaktadır. Habertürk’ün MHP aleyhindeki yayınlarını ısrarla devam ettirmesi üzerine vakit zaman partimizce verilen sert reaksiyonlara televizyon idaresinden pişkin ve cüretkâr bir üslupla karşılık verilmiş, ‘olgulara dayanmayan ve hakkaniyetli olmayan argümanlarda bulunduğumuz’ öne sürülmüştü.
Bu örneklerden birisinde şu anda yayınlanmakta olan Habertürk Gündem’de Kürşat Oğuz’a gönderdiğimiz ÖSYM Lideri ile bilgilerin Berhan Şimşek üzere yazısı turası silinmiş birisinin insafsızlığına teslim edilmesidir.
Habertürk’ün bu davranış biçiminde ele alınacak taraf bulunmayan programlarında dikkati çeken yanlışlardan en büyüğü; Meclis’te temsil edilen ve maşeri vicdanı aksettiren MHP’nin kurumsal kimliğinin, medya kuruluşu sıfatıyla gaye alınmasıdır. Gazeteciliğin temel normları ortasındaki tarafsızlık unsuruna karşıt olan bu tavır, Türkiye’de yerleşik demokratik teamüllere de mugayir ve hukuksuzdur.
“ARKASINDA CİNER’İN MHP’YE HASIMLIĞI YATMAKTADIR”
Ayrıca Habertürk’ün hakikatleri setreden densiz ve volümü işvereni tarafından ayarlanmış karşılıklarında yer alan sözler, çalışanların yahut televizyonu yöneten maaşlı takımların kullanmaya yeltenebileceği bir üslup değildir. MHP’nin kurumsal kimliğini ve siyaset anlayışını eleştiren kelam konusu kinayeli ve göndermeli sözler, düpedüz patronaj aklı ve şark kurnazlığı numunesidir.
Haddini bilmez MHP aleyhtarı yayınların gerisinde işvereninin teşvik ve desteği olmasa hiçbir Habertürk çalışanının bu kadar cüretkâr olması mümkün değildir. Halkın sesi, Hakk’ın savunucusu olması gereken Habertürk; sahibinin sesine dönüşmüştür.
Milletin birlik ve bütünlüğü, devletimizin bekası için uğraş eden MHP aleyhinde şuurlu ve programlı surette hayata geçirilen yayın siyasetlerinin gerisindeki patronajı görüyoruz. Habertürk’ün partimiz aleyhindeki yayınlarının ardında bu kara kanalın sahibi olan Turgay Ciner’in MHP’ye hasımlığı yatmaktadır.
“HABERTÜRK SAFINI TAYİN ETMİŞ”
Uyarılarımızın kulağına küpe olmadığını gördüğümüz Turgay Ciner, geçmişteki siyasi tartışmalar üzerinden Habertürk çalışanlarını MHP’ye ve Cumhur İttifakına amaçlı olarak saldırtmaktadır. Ciner, neyine ve kimlere güvenmektedir?
Görünen o ki Habertürk ince ince safını tayin etmiş, kendine yeni bir misyon belirlemiştir. Habertürk; Cumhur İttifakı aleyhtarlığı, felaket tellallığı ve haysiyet cellatlığı taşan yayın siyasetlerinde Amerikancı Fox TV’yi ve Oda TV’yi yalnız bırakmamaya karar vermiştir.
“TURGAY CİNER ZİLLETÇİLİĞE SOYUNDU”
Son mahallî seçimlerden beri Habertürk’ün yayın siyasetlerinde terazinin miyarı şaşmış, sol kefesi ağır basmaya başlamıştır. Bu cins taraflı yayınlar, Cumhur İttifakına muhalif siyasetçiler ve nevzuhur partilerin temsilcileri ekranlara çıkarılarak hala ısrarla sürdürülmektedir.
Habertürk’ün sahibi olan Ciner’in, ABD’de giriştiği yatırımlar malumdur. Milletin sırtından kazandığı milyarları yatırım mazeretiyle ABD’ye taşıyan ve kendine New York’ta saray yavrusu malikâne satın alan Ciner, sıkışınca Okyanus Ötesine sığınanların yolundan gitmeye adaydır.
Ciner’in, Türkiye’de Amerikan idaresi tarafından el altından desteklenen zillet cephesine siyasi yatırım yapmasının da tesadüf olmadığı kanaatindeyiz. Turgay Ciner, millet düşmanlarına Azrail kesilen MHP’nin ve vazgeçilmez ulusal çıkarlarımızın karşısında yer almış, zilletçiliğe soyunup PKK’nın siyasi kanadının ve terör sevicilerin yanında saf tutmuştur.
“CHP’NİN DEMOKRASİYE MÜDAHALE HASTALIĞI NÜKSETMİŞ”
Bu televizyon kanalının, son günlerde zillet ittifakının sözcülerinin ağzından vakit zaman darbe çığırtkanlığı yaptığı da gözümüzden kaçmamaktadır. Hukuksuzluk ve Jakobenizmi davet eden siyaset zangoçlarının, uğursuz çanlarını bu ekrandan çalmaya başlaması da pek manidardır.
Gezi’ci ve darbeci mahfillerin çevirdiği dümenler, yeni bir kirli oyunun hazırlıklarına benzemekte, burnumuza makûs kokular gelmektedir. Malum ekranlarda CHP ve yoldaşlarının milleti ve ulusal iradeyi ağızlarına almaması ve daima tribünlere oynaması hayra alamet değildir.
Görünen o ki CHP’nin, demokrasi ve hukuk nizamına müdahale hastalığı nüksetmiştir. Evvelden beri CHP’nin pek yetenekli olduğu ulusal irade cellatlığı, yeni bir kisveye bürünmüştür. Hükümeti demokratik yollardan düşüremeyeceklerini ve Cumhur İttifakını yıpratamayacaklarını anlayanlar, cuntacı kodlarına yaslanarak antidemokratik yollara başvurma niyetlerini açık etmektedir. Anlaşıldığı üzere CHP’nin asıl gayesi, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemini ortadan kaldırmak ve cumhurbaşkanını iş başından uzaklaştırmaya yönelik Amerikan merkezli bir planı hayata geçirebilmektir. Zilletçilerin basın ayağındaki payandaları; planlı bir kalkışma için kelam birliği etmiş üzere, iktidarı yıpratma Zilletçilerin basın ayağındaki payandaları; planlı bir kalkışma ve için kelam birliği etmiş üzere, iktidarı yıpratma ve karalama siyasetlerine sürat vermiştir.
Zillet cephesinde olup bitenler, bir yerli güldürü sinemasının nakaratında söylendiği üzere, ‘Organize işler bunlar.’ dedirtmektedir. Meğer bu şer işbirliğinin süreçlerinden ziyan gören ne iktidar, ne MHP ne de Cumhur İttifakıdır; asıl ziyana uğrayan, direkt Türk devletidir.
“ELBET BİR GÜN KENDİSİYLE HESAPLAŞILACAK”
Habertürk; yazılı gazetecilikte havlu attıktan sonra TV kanalından MHP ve Cumhur İttifakı ile arbedeyi ve darbe sevdalılarının safını seçerek en büyük yayın yanılgısını işlemiş, böylelikle görsel alandaki maksatlarından sapıp siyaset ringine çıkmakla nakavt olmayı peşinen kabullenmiştir.
Habertürk’ün Türk milletinin siyasetteki sesi olan MHP’ye düşmanca yayınlarını sevk ve yönetim etmek, Turgay Ciner’in yanına kâr kalmayacaktır. Elbette bir gün kendisiyle hesaplaşılacaktır. Ciner, milletten kazandıklarıyla millete tuzak kurmanın faturasını ödeyecektir.
Editör Notu: Yazıdaki yazım yanlışları ve sözler değişiklik yapılmadan aktarılmıştır. Yazım yanılgıları yazının sahibine aittir.