Omicron varyantı en çok mutasyona uğrayan türü olarak tüm dünyaya yayılarak tehlikeyi arttırıyor. Corona virüsünün en çok mutasyona uğramış türü olan Omicron varyantı ile ilgili dikkat çekici bilgiler uzmanlardan geldi. Omicron belirtileri soğuk algınlığına benzemesiyle dikkat çekiyor.
OMİCRON BELİRTİLERİ NELERDİR?
Bilim insanları Omicron varyantı tespit edilen hastalarda en çok görülen belirtileri sıraladı. Yapılan incelemeler sonrasında Omicron varyantı tespit edilenlerin yüzde 83’ünde öksürük, yüzde 78’inde burun akıntısı ya da burun tıkanıklığı tespit edilirken, yüzde 74’ünde ise halsizlik görüldü.
YÜZDE 12’SİNDE KOKU KAYBI
Omicron şikayeti olan hastaların yüzde 72’sinde boğaz ağrısı, yüzde 68’inde baş ağrısı, yüzde 54’ünde ateş, yüzde 23’ünde tat kaybı ve yüzde 12’sinde koku kaybı tespit edildi.
Yapılan incelemeler sonucunda hastaların yüzde 42’sinin hastalığı hafif geçirdiği ve hiçbirinin hastaneye kaldırılmadığı da belirtildi.
OMİCRON BELİRTİLERİ SOĞUK ALGINLIĞINA BENZİYOR
Uzmanlar, “Omicron varyantı soğuk algınlığına daha çok benziyor” yorumunu yaptı.
İngiltere’nin çok okunan tabloid gazetelerinden Daily Star ise, ABD Hastalık Kontrol ve Önleme Merkezi’nin verilerine göre Omicron varyantında kuru öksürük, boğazda gıcık ve kaşıntının öne çıkan semptomlar olduğuna dikkat çekti. Gazete özellikle boğazda gıcık ve kaşıntıya dikkat edilmesi gerektiğini yazdı.
Öte yandan halsizlik, burun akıntısı ve hapşırma gibi belirtilerin de olduğu fakat bunların diğerlerine göre daha hafif geçtiği belirtildi.
OMİCRON VARYANTI BELİRİTLERİ ARASINDA TAT VE KOKU KAYBI YOK
İlk Omicron varyantı hastalarını tespit edip bunu üst mercilere aktaran Dr. Angelique Coetzee de, “Genelde olağandışı semptomlar görülüyor. Aşırı halsizlik gibi. Fakat vakaların hiçbirinde tat ve koku kaybı yok” dedi.
Güney Afrika’daki Ulusal Bulaşıcı Hastalıklar Enstitüsü’nde görevli Dr. Wassila Jassat da, “Tshwane kentinde tespit edilen Omicron vakalarından hastaneye kaldırılanların yüzde 87’si aşı olmayanlar” dedi.
BURUN AKINTISI, BAŞ AĞRISI VE YORGUNLUK BELİRTİ OLABİLİR
İngiliz The Guardian, Soweto kentindeki hastanenin yoğun bakım ünitesinin başkanı Rudo Mathivha’nın sözlerine de dikkat çekti. Mathivha, “Şu an Covid-19 hastalarında demografik bir değişim görüyoruz. Gençler yani 20’lerinden 30’larının sonundaki insanlar daha ağır olarak hastaneye geliyor ve yoğun bakıma alınıyor. Bunların yaklaşık yüzde 65’i aşısız. Geri kalanlar da tek doz aşılı” dedi. Fakat bu demografik farklılığın bir sebebinin gençlerde aşılanma oranlarının düşük olması olabileceği kaydedildi.
İngiltere’de yapılan araştırmalarda, varyantın, Covid’den çok soğuk algınlığına benzediği belirtilirken, burun akıntısı, baş ağrısı ve yorgunluk gibi semptomların Omicron’un ayırt edici özellikleri olduğu vurgulandı.
OMİCRON BELİRTİLERİ KLASİK VİRÜS ÖZELLİKLERİNDEN FARKLI
Omicron’un çok görüldüğü İngiltere’deki vakalar analiz edildiğinde, virüsün en yaygın belirtilerinin burun akıntısı, baş ağrısı, yorgunluk, hapşırma ve boğaz ağrısı olduğunu bildirdi.
Bunların hiçbiri, uyarılarda bulunulan öksürük, yüksek ateş veya tat ve koku alma duyularında eksiklik gibi klasik virüs belirtileri arasında olmadığı belirtildi.
ZOE Semptom İzleme Çalışması’nı yürüten epidemiyolog Profesör Tim Spector, özellikle yeni yıl öncesi toplu etkinlikler düşünüldüğünde herkesi ‘dikkatli olmaya çağırdı’. “Umarım insanlar artık Omicron’un baskın özelliği gibi görünen soğuk algınlığı semptomlarını tanırlar” dedi.
‘EVDE KALIN UYARISI’
Spector, “Omicron semptomları ağırlıklı olarak soğuk algınlığı semptomları, burun akıntısı, baş ağrısı, boğaz ağrısı ve hapşırmadır, bu nedenle insanlar Covid olabileceği için evde kalmalıdır.” ifadelerinde bulundu.
Uyarı, Omicron’un geçmiş varyantlardan daha hafif hastalığa neden olduğuna dair çok sayıda araştırma ile de uyumlu olduğu için oldukça önemli.
OMİCRON VARYANTI NEDİR?
Dünya Sağlık Örgütü yeni varyant B.1.1.529’u ‘endişe verici tür’ olarak sınıflandırdı ve Omicron olarak adlandırdı. Bilim insanlarının delta varyantından daha bulaşıcı ve tehlikeli olduğunu söyledi.
Omicron bir diğer adıyla nu varyantı, Dünya Sağlık Örgütü tarafından kaygı uyandıran varyantlar listesine eklenen beşinci varyant oldu.
Uzmanlar bu varyant içerisinde tam 32 farklı mutasyon tespit edildiğini açıklarken, bu virüsün corona virüsü aşılarına karşı daha dirençli olabileceğini duyurdu.
Bilim insanları, “Bu varyant şu ana kadar karşılaştıklarımız arasında en tehlikelisi olabilir” yorumunu yaparken şu ana kadar sadece 10 vaka tespit edildiği belirtildi. Üç farklı ülkede bulunduğunu açıklayan London College Üniversitesi’nde görevli bilim insanı Profesör François Balloux, “Bu varyant muhtemelen teşhis konulmayan bir AIDS hastasına bulaştıktan sonra mutasyona uğradı” dedi.
OMİCRON VARYANTINDA ÖNCE DUYACAKSINIZ!
İngiliz basını, Omicron varyantına yakalandığını düşünen kişilerin sessizce bedenlerini dinlemeleri gerektiğini yazdı. Ülkenin çok okunan gazetelerinden Daily Star, “Hastalık yayılırken bilim insanları Omicron’un ilk işaretlerinden birinin sadece dikkatlice kulak kabartarak bulunabileceğini söyledi. Bunun sebebi ise Omicron varyantının seste çatallanma ve boğukluk yaratması” yorumunu yaptı.
Gazeteye konuşan Covid Çalışma Uygulaması ZOE’nin başındaki isim olan Profesör Tim Spector, “Omicron varyantının en belirgin semptomları arasında burun akıntısı, baş ağrısı, halsizlik ya da boğuk ses olabilir” dedi. Öte yandan gece terleme ve hapşırmanın da yeni varyantla birlikte insanları tehdit eden semptomlardan biri olduğu belirtildi.
Gazete, Omicron varyantının boğazda verdiği hasar sebebiyle sesin akışını bozduğunu aktarırken, diğer semptomların ise grip benzeri olduğuna dikkat çekti.
“OMİCRON TAT – KOKU KAYBI YAPMIYOR”
Sağlık Bilimleri Üniversitesi Gülhane Eğitim ve Araştırma Hastanesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Uzmanı Doç. Dr. Ümit Savaşçı, ‘Omicron’ varyantına ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
“5-11 YAŞ ARASI ÇOCUKLARIN AŞILANMASI LAZIM”
Doç. Dr. Savaşçı, mRNA aşılarının da 6 aydan sonra koruyuculuğunun düştüğünü belirterek, şunları söyledi:
“Dolayısıyla bizim ülkemizde de 30 yaş üzerine de mutlaka 3’üncü doz mRNA aşılarının hak tanınmasını gerçekleştirmemiz gerekiyor. 5-11 yaş arası çocukların da aşılanma programına hızlıca alınması lazım. Ara tatilde de antikor oluşturup daha sonraki dönemlerde daha rahat eğitim ve iş hayatımız ile günlük hayatımıza devam etmemiz için bu çok önemli çünkü seyrin nasıl gideceğini bilmiyoruz.
Ölüm vakalarımız bu şekilde devam ederse ‘Omicron’ varyantı ile de bu sayı katlanmaya devam ederse günlük 500-1000’i bulan ispatlı-ispatsız vakalar olarak ölüm vakalarımız gerçekleşebilir. Bu aylık neredeyse 25 bin vatandaşımızın hayatını kaybetmesi ile sonuçlanabilir.
Bir de akciğer dokusunda, nörolojik hastalıklar, böbrek yetmezliği, kalp hasarı gibi birçok sistemi etkileyen bir hastalık. Dolayısıyla bu hastalığı hiç geçirmemek veya en azından hafif düzeyde akciğer tutulumu olmadan aşı ile korunarak geçirmek önemli olacaktır.”
“OMİCRON’DA YÜZDE 7 ORANINDA YOĞUN BAKIMA YATIŞ”
Doç. Dr. Savaşçı, ‘Omicron’ varyantının hafif seyrederek, hakim varyant olması durumunda pandeminin bitip bitmeyeceğine ilişkin şöyle konuştu:
“Tedbirli yaklaşmakta her zaman fayda vardır. ‘Omicron’ vakalarında ölüm yok değil; Afrika’da da hayatını kaybeden var, İngiltere’de de var. Onun dışında ‘Omicron’ varyantında yüzde 7 oranında yoğun bakıma yatış var. ‘Yüzde 7 oranında’ demek aslında; vaka sayıları günlük eğer 40 bin, 100 bin, 200 bin olunca ciddi bir sayı oluyor. Yoğun bakıma yatanlarda da yüzde 30-40 kayıp olunca ölüm vakaları aslında katlanarak artmış oluyor.
Dolayısıyla her şey bitmiş değil. Keşke virüs tamamen etkisini kaybetse hafif bir grip gibi geçse ama şu an bunları konuşmak için çok erken. Asla tedbirleri elden bırakmayacağız. Hastanemizde de ne yazık ki ‘Delta’ varyantından hayatını kaybedenler devam etmekte, ‘Omicronda da vaka sayıları artarsa hem hastane iş yükünü hem de sağlık çalışanlarının emek yükünü artıracaktır.
Ülkemize de ekonomik ve sosyal anlamda ciddi bir yük getirecektir. Dolayısıyla vatandaşlarımızın bu günlerde dikkat etmesi gereken husus; 3üncü, 4üncü doz aşılarını olmaya, hiç aşı olmayanların da hızlıca aşılanması ve aşılanmaya her yaş grubunda geçmeliyiz.”